4 Kasım 2013 Pazartesi

Doğum, Bebiş geliyor

9 ay 15 günlük sürecin sonra artık bebeğimizin dünya gözüyle görme vakti geldi. Gerçi bizim bebek biraz fazla rahat çıktı. Hala dışarı çıkmaya dair bir istek belirtmedi. Şu an bulunduğu yerde keyfi yerinde ki annemizde ne sancı var ne de bir tepki. Doğum vakti de geldi. Buyurun bakalım nasıl bir doğum olacak.

Zor anlar

Doğum, hamilelik boyunca korkum oldu. İlk andan itibaren nasıl bir doğum olacağına karşı endişelerim devam etti. Suda doğum mu? Epidural mi? Sezaryen mi? Normal mi? Seçenek belki az gibi görünüyor ama hayati ve önemli olduğu için seçmek zor.

Başlangıçta doğum videolarına baksam da (aslında bakamasam da :)) tercihimi ne yönden kullanacağımı bilemedim. İnternetten bir çok kişinin doğum anılarını okudum ve çıkmaza girdim. Eşimin de kızmaları sonucu nasıl doğum yapacağıma hamileliğin ilk aylarında değil de doğum yaklaştığında karar vermem gerektiği sonucuna vardım. Böylece sona yaklaşana kadar herhangi birşey okumadım ve seyretmedim.

Hamileliğin sonlarına yaklaşırken doktorlarım herşeyin normal doğuma uygun olduğunu söylüyordu. Ben de buna kendimi hazırlamıştım. Çocuğum ve benim sağlığım için normal doğumdan daha öte birşey olamazdı. Tabiat en doğrusunu bilir her zaman. Doğum tarihi yaklaşırken ağrı, sancı vs. birşeyler yoktu hala. NST çekilirken ve kontrollerde bayanlar sancılarından bahsediyorlardı. Ben de ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum, eee sonuçta gayet iyi gidiyordu süreç, ağrısız sancısız.

Doğum tarihi geldi çattı hala bir belirti yoktu. 3 gün daha geçti. Doktoruma gittim ve ultrasonla bakıp "kanala girmemiş" dedi. Bu ne demekti şimdi!!! Moralim her açıdan bozuldu. Hem muayeneden dolayı hem bu haberden dolayı. Kanala bu vakte kadar girmeyen bebeğin kanala girmesi artık zor olurmuş. Beklenebilirmiş ama bu süreçte devamlı NST alınması, kontrol edilmesi, bebeğin hareketlerinin takip edilmesi gerekiyormuş. Bebek kakasını anne karnında yapabilir ve hem anneyi hem de kendini zor durumlara (ölümcül durumlara) sokabilirmiş. Doktorum tercihi bize bıraktı. Ya tüm sorumluluğu alıp bekleyecektik ya da ertesi gün sezeryan ile bebeği dışarı çıkaracaktık. Çocuğum yerinden çok memnundu :)

Bebek süsü

4. gün sezaryanla bebek dünyaya geldi. Sezaryen kararı zor bir karardı ama en azından doğum sürecine hazırlanmak için önümde saatler vardı. Aslında herşey de hazırdı, ben hariç. Aşırı heyecanlıydım. Sonunda gece oldu ve artık yemek yememem gerekiyordu. Susayıp duruyordum ve su içme yasağını çiğnedim bir iki defa. Sabah kalıp saçımı makyajımı yaptım, giyinip süslendim. 7.30 gibi hastanedeydik. Boşuna bir hazırlıkmış benim sabah hazırlığı. Hemen odaya alıp, lavma, sonda, NST' nin bağlanması ve damar yolunun açılması ile tam anlamı ile dağıldım. Bu dağılmanın ardından anestezi doktoru gelip Epidural sezaryen ile ilgili bilgi verdi ve bazı belgeler imzalattı. Yirmi dakika sonra ise hasta bakıcı gelip tekerlekli sandalye ile beni ameliyathaneye aldı. Çok kısa bir mesafeydi aslında ama öyle olması gerekiyormuş işte.

Sedyeye otur dediler. Bir hemşire kolunu uzatıp koluma sıkıca sarıl ve kıpırdamadan otur dedi. Bir dakika bile olmadan tamam sırt üstü uzan dediler. Bu işlemin bu kadar kısa ve acısız olduğuna hala inanamıyorum. Sonra hissisleşmeye başladım ve bana durum hakkında bilgi veriyorlardı. Ne yapmam gerektiğini açıkladılar. Herşeyi hissedeceğimi ama acı duymayacağımı, acı duyarsam hemen haber vermem gerektiğini söylediler. Daha sonrasında karnımda dolaşan parmakları, kesilme hissini hatırlıyorum. Bir ara fazla hissedince onlara haber verdim ve dozu artırdılar. Bunların hepsi 5-10 dk içerisinde oldu ve bebek yanımdaydı. Onu öptüm ve hemen götürdüler. Telefonda birine bilgi veriyorlardı: "3.200, 51cm sağlıklı erkek". Karmaşık duygular; öptüğüm an ve bitmek bilmeyen dikilme.

Sonunda herşey bitti ve beni odama götürdüler, bebeğim yoktu. Bir taraftan onu merak ederken diğer yandan anestezinin etkisi geçiyordu ve beyefendi geldi. O an ağlamaya başladım. Hayatımdaki en dayanılmaz andı ve eşim iyi ki yanımdaydı. Beni annelerimizden sakladı, aynı oda içerisinde. Sonra titremeye başladım. Kendime hakim olamıyordum, kasıldıkça sallanıyor sarsıldıkça da belli belirsiz ağrılar hissediyordum ama yoruluyordum. Hemşire o an gelip seruma birşeyler kattı ama çok net hatırlamıyorum. Sonra yavaş yavaş kendime geldim. Zorlu süreç neredeyse böyle tamamlandı. Artık bebeğimiz benimleydi. Mutluluğu tarif edilemez.

Hoşgeldin bebek….

Anne

Baba oluyorum

9 ay 15 günlük süreç gerçekmiş. Biz doldurduk 4 gün de geçirdik. Anneler, babalar artık yanımızda. Halalar, teyzeler, dayılar, amcalar haber bekliyor. Baktık olmuyor en başından beri aldığımız normal doğum kararını bozup sezaryen olmasına karar verdik.

Tabi bu direkt olarak bizim kararımız ile olmuyor. Bebeğinin normal süreden fazla anne karnında durması bir takım sakıncaları içeriyor. En tehlikeli olan bebeğin geçirilen bu fazla zamanda kakasını anne karnında yapıp onu soluması ile oluyormuş. Bu tarz durumlara yakalanan bebekler uzun zaman yoğun bakımda kalabiliyormuş. Hal böyle olunca doktorumuz alınmasının daha iyi olacağı kararını verdi.

Sezaryen kararını verdikten sonra bu tarz doğumda  daha donanımlı olarak gördüğümüz Türkiye Gazetesi Hastanesini tercih ettik. Gün tespitinden sonra akşam yemeği kestiğimiz kurbanlığımızı sabah hastaneye götürerek kesim sürecine başlamış olduk.
Yeni anne odası süsü

Odaya girdikten sonra kıyafet değişimi, hemşireler yardımıyla hazırlanan hanımda baya bir heyecan oluşturdu. Ameliyat saati geldiğinde tekerlekli sandalye ile hanımı içeri aldılar. Hastane politikası gereği beni içeri kabul etmediler. Bir önceki konuda bahsettiğim gibi hödük davranışıyla değil daha öncesinde mantıklı açıklama ile olduğundan çok da zoruma gitmedi. Zaten doğumda bulunma konusunda kararsızdım iyi de oldu diyebilirim.

Hanım ameliyathaneye girdikten sonra işin uzun süreceğini düşünerek dışarı çıkıp biraz tur atmak istedim. Birinci tur sonunda unuttuğum bir şeyi hemşireye danışmak için içeri girdiğimde bir bebek ağlaması duydum. Daha içeri gireli 10 dakika olmamışken bizim bebeğin ağlaması olabileceği ihtimalini aklıma hiç getirmedim. Hemşirenin uyarıları sonrasında bebeğin bizim bebek olduğunu söylediler ve bebek odası önüne koşuverdim. Oda camından hemşirenin avucuna yerleşmiş baş aşağı duran mosmor canlıyı görünce bir tuhaf olmadığım değil. Siz siz olun sezaryen doğumda kapının önünden ayrılmayın.

Çok şükür sağlığı yerinde bol bol ağlayan (başlangıçta ağlaması çok önemli) bir bebek geldi fakat hanım nerede? Hanımın işi biraz daha uzun sürdü ve bebekten yarım saat 45 dakika sonra ameliyattan çıkarttılar.


Bir odada bizim bebek diğer odada biz kayın valide annem. Hanımın iyi olduğunu görmek daha bir sevindirdi beni. Bir müddet sonra bebek takımı (bilmeden itiraz ettiğim doğuma kesin götürülmesi gereken kıyafet ve türevi şeyler) giydirilmiş küçük insanı getirdiler ve pert olmuş hanımdan emzirmesini istediler. Tuhaf bir olay... Daha anne karnından yeni çıkmış, yeni hava soluyan gözleri bile görmeyen varlık, annesinin memesine iki kişi tarafından zorla tutturulunca emmeye başladı. İnancı olmayanlar için anlatılması yorumlanması zor bir konu olsa gerek.

Bebek gittikten bir süre sonra anestezinin etkisinin geçmesiyle eşimde depremler başladı. Yataktan düşecekmiş gibi sert ve yoğun biçimde titremeye başlar başlamaz hemşireler duruma müdahale etti.

Annemin ve kayın validemin yaşları ve sağlık durumlarını düşünerek hastanede kalmalarını istemedim. Zaten eşim de refakatçi olarak benim kalmamı istiyordu. Bence de iyi oldu. Hanımın hizmetini iyi yapabilecek sağlıklı dinç birisinin refakatçi olarak kalmasının daha doğru olduğunu tecrübe ettik.

Gelen giden derken üç gün hastanede aile odamızda geçirdik. Tatlı bir yorgunluk ama baba olmak isteyenler çocuk sevenler için değişik bir olgu.

Baba


 
Copyright © . Anne ve Baba Gözünden Bebek Gelişimi - Posts · Comments