Bir bebeğin en çok izlendiği süreç öncelikle hareket sürecidir. Daha sonra konuşma süreci gelir. Elini salladı, bacağını kaldırdılardan sonra süründü, emekledi ve yürüdü ile biten ve unutulmayan bir serüveni anlatmak istedik.
Aaaa İşte Yürüdü
Aaaa İşte Yürüdü
Oğlumuz ilkin sürünürken geri geri gitmeyi başardı. Bu büyük başarısının arkasında bir şeylere ulaşma isteği vardı. Yere onun seveceği hedefler koyunca önce bilinçsiz daha sonra ise deneyim ve bilinç ile hedefe ulaşmayı başardı. Bu süreçler artık ne zaman emekleyecek dedirtip durdu bizi. O kadar çok önüne hedefler koyarak alması için çaba sarfettirdik ki maalesef olmadı. Onun tercihi 7 aylıkken ellerinden tutup yürütmemiz şeklinde gerçekleşti. Yani siz ne kadar çok hayal ederseniz edin asıl olan bebeğin istekleridir. Bu süreç aslına bakarsanız çok yorucu oldu. Devamlı olarak ellerimden tutun da yürüyeyim modunda bir bebek ve sizden yaklaşık 1 metre kısa bu yaratığa eğilmek için eğilmek zorunda kalan biz. Bel, sırt ağrılarının başladığı bu dönem her anne baba için kısa sürmesini temenni ettiğim zevkli ama bir o kadar da yorucu bir süreç. Bu süreçte elbette hopppala yardımı almak için çaba sarfettik fakat o da anne babasının ellerinin kıymetini ve verdiği güzeni tercih etti. Hoppalaya verilen para ise çöpe gitti elbette.
Bizim bu sürecimiz maalesef 14 aylık olup da yürüyene kadar devam etti. Bu 7 aylık süreçte yürüteç almama kararımızı sonuna kadar inatla sürdürdük. Yürüme yardımcılarına elbette başvurduk. İlk arabam mahlalı yürüme yardımcısından aldık. Sanırım markası "Playskool" ilk arabam diye geçiyordu. Gayet eğlendik ilk araba ile çünkü üzerinde bebeklere hitap eden aparatlar vardı ama yürümek istemedi. Bir kaç defa yürüdü ama düşünce yürüme kararından uzun süreliğine hep vazgeçti.
Evde annesi ile yalnız olduğu bir gün oğlumuz da arabasıyla oyun oynuyordu. Tüm cesaretini toplayıp ayaklanan oğlumuz mutfağa tek başına gelmeyi başardı. O an eğer kendi isterse herşeyi başarabileceği ortaya çıktı. Çocuklar gerçekten ilginç yaratıklar. Bunu yaptıktan sonra elbette uzun süre yine arabasını yürüme amaçlı kullanmadı :) Kendi istekleri dışında kısacası arabayı ona kullandırtamadık. Bu belki de bizim çocuğumuzun balık burcu olması ve garantici yapıya sahip olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Evde annesi ile yalnız olduğu bir gün oğlumuz da arabasıyla oyun oynuyordu. Tüm cesaretini toplayıp ayaklanan oğlumuz mutfağa tek başına gelmeyi başardı. O an eğer kendi isterse herşeyi başarabileceği ortaya çıktı. Çocuklar gerçekten ilginç yaratıklar. Bunu yaptıktan sonra elbette uzun süre yine arabasını yürüme amaçlı kullanmadı :) Kendi istekleri dışında kısacası arabayı ona kullandırtamadık. Bu belki de bizim çocuğumuzun balık burcu olması ve garantici yapıya sahip olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Kısa süre sonra oğlumuz 14 aylık olmuştu, aslında aylardır tek başına yürüyebilecekken bizim iki elimizi de birlikte tutarak yürümeye çalışmayı bırakmıştı ve artık yürüyordu. Şimdi ise başına buyruk yürüyen bir çocuğa sahiptik. Arkadaşımız daha önce yürüyüş arkadaşım isimli şu yürürken önde ittirdikleri oyuncaklardan almıştı. Onu kullanma zamanı gelmişti. Ama onu da daha çok ileri geri yapıp ses çıkarmak için kullandık. Daha sonra vapurda kendi ısrarı üzerine sadece o gün için hevesle kullandığı daha sonra da araba olarak değelendirdiği direksiyonlu yürüyüş arkadaşı bir polis arabası aldık. Oğlumuz arabalara biraz fazla meraklıdır da.
Merdivenden emekleyerek tırmanması 10. ayında gerçekleşti. Çok komikti çünkü ilginç bir şekilde kimsenin yardımı olmadan onu 2. basamakta yakaladık. Sonraki iki günde çabalamaları sonucu bayağı merdiven çıkar hale gelmişti. Elbette bu o sırada misafir bulunduğumuz evin içerisinde merdiven olmasından kaynaklanıyordu. Tek başına merdivenleri çıkıp inmeye ise 25 aylıkken başladı. Bu süreçte ise elbette arkasında durup kontrolü sağlıyoruz. Çocuklara güven olmaz.
Kısaca yürüyüş maceramız böyle. Bu süreçteki güvenlik önlemlerini daha sonra evde bebeğinizin güvenliği başlıklı yazımızda değerlendireceğiz. Ama burada da sürünme, emekleme ve yürüme sürecindeki güvenlik önlemlerinden bahsedebiliriz:
Biz evlenirken eşyalarımızı birazcık çocuk düşüncesi ile aldığımızdan aslında çok fazla dikkat etmesek de köşeli olmayan yumuşak kenarlı mobilyalardan seçtik. Yuvarlak kesimli olduğu için mobilyalarımız bizim çocuğumuza çok şükür zarar vermedi. Bir zigon takımı vardı köşeli onlara da silikon başlıklardan aldık. Orta sehpamız olmadığından boş alanı rahatlıkla değerlendirdik. Yürüme sürecinde hele de koşmaya başladıklarında bu aparatların faydasını fazlaca gördük. Emekleme sürecinde de en merak ettikleri şey elektrik prizleri elbette. Evimizi yaptırırken çocuk kilitli ve kapaklı prizleri seçmemizin faydasını gördük ve sorun yaşamadık çok şükür. Kapılar ve çekmeceler bu süreçte çok büyük sorun. Daha yürümeden oğlumuz tek açabildiği konsol kapağını açıp içerisindeki bardakları alıyordu. Oradan destek aldığı için de her an parmakları sıkışabilirdi. Önlem olarak ilk etapta koli bandını kullansak da bir süre sonra gücü fazla olan oğlumuza dayanmadı ve sonuç itibariyle emniyet aparatlarına geçiş yaptık. Daha sonra onları da koparmaya gücü yetiyor elbette :)
Bu bebişlerin sürünmemesi, emeklememesi hele de yürümemesisi bir dert, sürünmesi, emeklemesi, yürümesi ayrı bir dert. Atalarımız ne demiş: "Çocuğun mu var derdin var." Allah yine de herkese bu dertten istedikleri kadar versin.
İşi doğasına bırakmak lazım
Bu yazı uzun süre taslak olarak kaldığından oğlumuzun yürüme sürecini unuttum diyebilirim. Daha önce yazdığımız bu yazıya baba yorumu eklemek istiyorum.. Neyse şimdi kızımızdan örnekle sürünme, emekleme ve yürüme sürecine bakış atabilirim.
Öncelikle her bebek için farklı ilerleyen bu süreçte ebeveynlere endişe etmemeleri gerektiğini öneririm. Gittiniz misafirliklerde, aile toplantılarında "yürüyor mu" soruları gelebilir. Sonra karşılaştırmalar başlar. Yok dayısı şu zamanda yürümüştü, yok teyzesi ile babası aynı zamanlarda emekliyordu, yok en erken bizim oğlan yürümüştü gibi karşılaştırmalara maruz kalıp bebeğinizden şüphe edebilirsiniz. En baştaki önerimi yineliyorum "her bebek için farklı ilerleyen bir süreç" ki bu tezimi ikinci çocuğumuzla pekiştirebilirim. Ayrıca bebek hareket sağladıkça kısaca süründükçe, emekledikçe ve yürüdükçe bakım zorluğu artıyor. Her daim kontrol etmeniz gerekiyor. O nedenle yürümesi için acele etmeyin :)
Oğlumuz ağır bir bebekti ve ilk olarak geri geri emekleye başladı. Ağırlığına rağmen 7-8 aylıkken yürüme denemeleri hatta eller boşta kısa mesafe yürümeleri yapmaya başlamıştı. Fazlaca düşüş sonrasında vazgeçti ve yürümek istese de hep bir dayanak, bir eşlik eden aramaya başladı. Sonuç olarak 14.ayda kendi başına yürümeye başladı.
Kızımız oğlumuza göre fiziksel olarak kilosunda ve boyunda daha normal bir bebek :) Dolayısıyla beklentimiz normal zamanlarda bu işlemleri gerçekleştirmesi oldu. Tabi abimizin sürekli olarak dürtmeleri sonucu daha erken emeklemek istedi ve düz emekleyerek bunu başardı. Sonrasında yere basma süreci başladı. Bu süreçte annemiz yorulduğu ve yetişemediği için ilk çocukta karşı çıktığımız yürüteci kızımızda aldık. Bu sayede kızımız abinin seviyesinde, gerek onun itmesiyle gerek kendi çabasıyla abinin aşırı hareketliliğine cevap verir konuma geldi. Kısacası sonuçtan hem biz hem de çocuklarımız memnun kaldı diyebiliriz.
Yürüteçte geçirilen zaman sonrasında, yürüteçten bağımsız ayakta durmak bir yerlere gitme ve yerden bir şeyler alabilme hevesi başladı. Bu heves sonunda yürüteci bir kenara atıp elden ya da kanepelerden tutarak yürüme süreci başlamış oldu. Şu anda 11 aylık olmasına ve son 1 aydır hiç bir yere tutmadan yürüyebilmesine rağmen kendisini riske etmiyor ve uzun mesafede elden tutmak istiyor. Abisinden farklı fiziksel yapıya, erken dönem emekleme ve dayanaklı yürüme tecrübesine sahip olsa da, görünen o ki abisinin 14 aylık sürecini tamamlayacak gibi durmasına rağmen yaşına 10 gün kala tek başına yürüme yeteneğini kazandı ve başarılı sonuçlar elde etti. Abisinin hızına kavuşamasa da onunla baş edebiliyor.
Yine en başta söylediğimiz gibi "her bebek için farklı ilerleyen bir süreç" sözünü desteklemiş oldular. Sürünme, emekleme ve yürüme sürecinde bence ebeveynlerin dikkat etmesi gereken gerçekten fiziksel olarak sorunun olup olmadığıdır. Gelişim sürecini tam olarak bilmememize karşın 7-8 aylık bir bebek yere sağlam basmıyorsa ya da 11-12 aylık bebek hala sürünmüyorsa burada sorun olma olasılığı yüksektir. Tabi hekimler bu konuda bilgiyi size net olarak verebilir. Diğer aile içi ya da dışı karşılaştırmaları bence fazla kafanıza takmayın. Bu bir yarış değil sürecin keyfini çıkarın.
İşi doğasına bırakmak lazım
Bu yazı uzun süre taslak olarak kaldığından oğlumuzun yürüme sürecini unuttum diyebilirim. Daha önce yazdığımız bu yazıya baba yorumu eklemek istiyorum.. Neyse şimdi kızımızdan örnekle sürünme, emekleme ve yürüme sürecine bakış atabilirim.
Öncelikle her bebek için farklı ilerleyen bu süreçte ebeveynlere endişe etmemeleri gerektiğini öneririm. Gittiniz misafirliklerde, aile toplantılarında "yürüyor mu" soruları gelebilir. Sonra karşılaştırmalar başlar. Yok dayısı şu zamanda yürümüştü, yok teyzesi ile babası aynı zamanlarda emekliyordu, yok en erken bizim oğlan yürümüştü gibi karşılaştırmalara maruz kalıp bebeğinizden şüphe edebilirsiniz. En baştaki önerimi yineliyorum "her bebek için farklı ilerleyen bir süreç" ki bu tezimi ikinci çocuğumuzla pekiştirebilirim. Ayrıca bebek hareket sağladıkça kısaca süründükçe, emekledikçe ve yürüdükçe bakım zorluğu artıyor. Her daim kontrol etmeniz gerekiyor. O nedenle yürümesi için acele etmeyin :)
Oğlumuz ağır bir bebekti ve ilk olarak geri geri emekleye başladı. Ağırlığına rağmen 7-8 aylıkken yürüme denemeleri hatta eller boşta kısa mesafe yürümeleri yapmaya başlamıştı. Fazlaca düşüş sonrasında vazgeçti ve yürümek istese de hep bir dayanak, bir eşlik eden aramaya başladı. Sonuç olarak 14.ayda kendi başına yürümeye başladı.
Kızımız oğlumuza göre fiziksel olarak kilosunda ve boyunda daha normal bir bebek :) Dolayısıyla beklentimiz normal zamanlarda bu işlemleri gerçekleştirmesi oldu. Tabi abimizin sürekli olarak dürtmeleri sonucu daha erken emeklemek istedi ve düz emekleyerek bunu başardı. Sonrasında yere basma süreci başladı. Bu süreçte annemiz yorulduğu ve yetişemediği için ilk çocukta karşı çıktığımız yürüteci kızımızda aldık. Bu sayede kızımız abinin seviyesinde, gerek onun itmesiyle gerek kendi çabasıyla abinin aşırı hareketliliğine cevap verir konuma geldi. Kısacası sonuçtan hem biz hem de çocuklarımız memnun kaldı diyebiliriz.
Yürüteçte geçirilen zaman sonrasında, yürüteçten bağımsız ayakta durmak bir yerlere gitme ve yerden bir şeyler alabilme hevesi başladı. Bu heves sonunda yürüteci bir kenara atıp elden ya da kanepelerden tutarak yürüme süreci başlamış oldu. Şu anda 11 aylık olmasına ve son 1 aydır hiç bir yere tutmadan yürüyebilmesine rağmen kendisini riske etmiyor ve uzun mesafede elden tutmak istiyor. Abisinden farklı fiziksel yapıya, erken dönem emekleme ve dayanaklı yürüme tecrübesine sahip olsa da, görünen o ki abisinin 14 aylık sürecini tamamlayacak gibi durmasına rağmen yaşına 10 gün kala tek başına yürüme yeteneğini kazandı ve başarılı sonuçlar elde etti. Abisinin hızına kavuşamasa da onunla baş edebiliyor.
Yine en başta söylediğimiz gibi "her bebek için farklı ilerleyen bir süreç" sözünü desteklemiş oldular. Sürünme, emekleme ve yürüme sürecinde bence ebeveynlerin dikkat etmesi gereken gerçekten fiziksel olarak sorunun olup olmadığıdır. Gelişim sürecini tam olarak bilmememize karşın 7-8 aylık bir bebek yere sağlam basmıyorsa ya da 11-12 aylık bebek hala sürünmüyorsa burada sorun olma olasılığı yüksektir. Tabi hekimler bu konuda bilgiyi size net olarak verebilir. Diğer aile içi ya da dışı karşılaştırmaları bence fazla kafanıza takmayın. Bu bir yarış değil sürecin keyfini çıkarın.