16 Şubat 2015 Pazartesi

Evimiz İşgal Altında

Oğlumuz artık bebeklik formundan çıktı. Bir birey gibi evin her yerinde varlığını hissettiriyor. Hatta öyle ki evimiz işgal altında diyebiliriz.

Yayılan Çocuk


bebek çadırıİki gönül birleşince samanlık seyran oluyor elbette. Biz de evimizi bu mantıkla kurduk. Çocuk düşüncemiz olduğu için ilk etapta çok pahalı, çok kaliteli ve çok gösterişli şeylerden kaçındık. Çocuklu sıradan bir ailenin düzenini örnek aldık. Çocuk odamız başlangıçta misafirlerimizin kalabileceği şekilde düzenlenmiş bir odaydı. Bu odaya yaptırdığımız yüklüğün bir kapağını da çocuk dolabı olacak şekilde düzenledik. Ama gelin görün ki bu dolap zamanla bizim isteklerimize fazla cevap verdi ve çocuk için olmaktan çıktı. Annemin de teşviki ve maddi desteği ile odaya bir çocuk dolabı aldık. Güzel de oldu yatağına uygun onun gibi küçük boyutlarda bir dolap.

Daha sonra oyunlar oynamaya başladı bebeğimiz. Etrafta zamanla hızla artan oyuncaklar (exponansiyel olarak artış gözlemledim :) ama bir türlü doyuma gitmiyor). Bu oyuncaklar ilk etapta salonda yerlerini aldı sonra büyüdükçe kendi odasını doldurdu. Evin köşelerinde bisiklet, yürüme yardımcıları, erkek çocuğu sayısını bilmediğim arabaları, zamanla boya kalemleri, ilk kelimelerim kitapları falan birikmeye başladı. 

buzdolabı harfler6 aydan sonra yemek yemeğe başladığı için mutfakta ona ait kaşıklar, çatallar, tabaklar, biberonlar, kaşık mamaları, bisküviler, zamanla çikolatalar, tatlılar vs. Mutfağa da yayılan çocuğumuz son günlerde buzdolabı üzerinde dizdiğimiz magnetik harfler ile ve mutfak kapısına asılabilen salıncağı ile mutfağımızı da işgal etti. 

Bir ara banyomuzu da fazlasıyla işgal etmişti. Lazımlığı, küveti, duş oyuncakları vs. Bir gün dayanamayıp hepsini banyodan çıkardım elbette. Ne yazık ki banyomuz bize bile zor yeterken Kadir Bey'in işgali için bayağı küçük kalıyor. 

Ve balkonlarımız. Çiçekler kaldırıldı, balkon kenarı dışarıyı görebileceği şekilde ayarlandı, tehlikeler ortadan kaldırıldı. Balkonda yazın sallanması için salıncak kuruldu. Yerler halıyla kaplandı. 

Ve dış kapının önü. Kapımızın önü normal apartman dairelerinden farklı olarak tamamen bize ait, tabi bu en üst katta olmanın da bir avantajı. Kadir'in ayakkabıları, bebek bisikleti ve eskiden mutfakta duran ve artık Kadir'in bezlerinin atıldığı çöp kovası ile bu alan da Kadir Bey'e tahsis edildi.

Geceleri de elbette odasında yatmak yerine yanımıza taşındığı için her sabah yorganı ve yastığını odamızdan odasına taşıyoruz.

Bu arada salonun ortasındaki çadırdan, kendi odasındaki oyuncak toplama kutularından ve balkondaki eskilerinden, dolabın üstündeki ve balkondaki beşiklerinden de hiç bahsetmeyeceğim. Ardiyedeki anakucağı, oyun halısı falan onların lafını bile etmeyeceğim.

1 m boyu bile olmayan bu yaratık işte evimizi bu şekilde işgal etti ve etmeye de devam ediyor. 

Bebek evi


Daha doğmadan çocuk odası hazırlıklarıyla evimizde kendine yer edinen bebeğimiz, büyüdükçe evdeki nüfuzunu iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Beşik, dolap, bebek arabası, ana kucağı diyerek almaya başladığımız bebek eşyalarına günden güne mama sandalyesi, bez stokları, oyuncaklar  gibi farklı eşyalar eklemeye başladık.

Annemizin biraz fazla araştırmacı ve hevesli olması nedeniyle ilk göz ağrımız oğlumuza yaşından büyük oyuncaklar, ileride kullanabileceği lazımlık, bisiklet... almaya başladık. Alınan her eşya 75m2lik evimizde yer almaya başladı. Balkona koyabildiklerimizi balkona, tedavülden kalkacak belki bir kardeşe kalacak ürünleri paketleyip çatıya (çatı arasını kullanabiliyoruz çok şükür), dışarı çıkarken kullanılacak bisiklet, bebek arabası, ayakkabı koleksiyonunu kapı önüne olmadı arabaya derken evde yer açma çalışmalarımız dışarıya taşarak halen devam ediyor.

Bebeğimiz ayaklandıktan sonra alınmaya başlanan her yaş grubuna ait oyuncakların akraba ve arkadaşların aldıklarıyla birlikte artık saklanamayacak duruma gelmesi sonucu ayağımızın altında gezinmelerine (üzerine bastığımızda acıtmadıkları sürece) kabullenir olduk. Çok şükür alım gücümüzün olması ve çocukluğumda fazlaca oyuncakla büyümemden dolayı fazla itiraz etmiyorum. Fazlaca itiraz diyorum çünkü günümüz tüketim toplumunda bazen aldıklarımızın çok da gerekli olduğunu düşünmüyorum. Ama bir taraftan da oyuncağa alışmasını oyuncakla vakit geçirmesini istiyorum ki ben öyle büyüdüm ve sıkıntısını yaşamadım söylediklerine göre anneme babama da yaşatmadım :)


İki yaşına iki ay kala evin her yerinde özel eşyası bulunan, her an odadan odaya taşınabilen günlük kullanım eşyaları olan (yatak, biberon, oyuncaklar...) ve artık kendi odasına sığamayan bir aile bireyimiz var. Şöyle işten gelip kendinizi kanepeye bıraktığınızda sırtınıza batan oyuncakla, gece su içmeye kalktığınızda ayağınıza dolaşan arabasıyla, her yemekte yanınızda olan mama sandalyesiyle, akşam faklı odada uyuduğu halde yanımızda uyanan dolayısıyla gecenin bir vaktinde biberonu, yastığı, battaniyesi ile yatağımıza ve artık hayatımızın içine tamamen girmiş, evimizi işgal etmiş bu aile bireyini sevmiyor da değiliz :)

Bütün bu işgal olaylarından neden bahsediyoruz derseniz, bebek düşüncesiyle başlayıp kafanızda planladığınız ev ve aile düzeninin fazla hayal ürünü olmaması için kısa bir örnek olmasını istedik. Baştan kabullenirseniz keyifli olur diye düşünüyorum. Sırf bu yüzdendir orta sehpaya, süs eşyalarına itirazım :)
 
Copyright © . Anne ve Baba Gözünden Bebek Gelişimi - Posts · Comments