Bebeğimiz için oyuncak seçimi

Bir bebek dünyayı oyuncaklarıyla keşfeder. Alış veriş sırasında baba ve özellikle de annelerin  artık bebeklerine oyuncak alma istekleri ise kaçınılmazdır. Hatta bazı anne babalar bebek doğmadan zaten bu işi tamamlamış olurlar. Bu yazıda gelişimine bağlı olarak oyuncaklara bebeğin yaklaşımını bulacaksınız. Bakalım anne ve babamızın görüşü nedir?

Bir annenin mutluluğu bebeğinin gülüşünde gizlidir

Bebeğimiz artık ellerine kollarına tam olmasa da hakim bir duruma geldi. Hal böyle olunca kendi kendine uğraşacak birşeyleri vermemiz gerecek.

Bebeğimiz için ilk oyuncak bir çıngırak ve diş kaşıyıcı oldu. O günü asla unutamam bebeğim ilk kez kahkahalarla güldü. Arkadaşlarla AVM ziyareti yapıp oradan da yemek yemeğe geçiyorduk. Arabada AVMden aldığımız oyuncakları kutularından çıkardım ve bebeğimi kucağıma alıp salladım çıngırağını. Allah'ım o ne güzel kahkahalardı öyle. Ben salladıkça o güldü :) Süper bir duygu bebeğinizin birşeylerden zevk aldığını ve güldüğünü görmek. O an ben de gözyaşlarıma hakim olamamıştım. Elleriyle diş kaşıyıcısını tutamazken biz tutup kaşıdık dişlerini ve sonrasında da onu tutmak ve ağzına götürmekte tam bir usta oldu bizimkisi. Aslına bakarsanız seçimleri şu şekilde yaptım. Doktor artık içi sıvı dolu su kaşıyıcılarından al dediğinde başka türlüsünün bile olduğunu bilmiyordum. Araştırmalarım ve danışmalarım sonucu buzdolabında soğutulunca bebeklerin daha rahat ettiklerini öğrendim ve öğle de oldu. Ben titreşimli bir kaşıyıcı aldım. Bebek ısırınca titrediğinden rahatına rahatlık katılıyor. Ama bebeğin bir de gücü yetse o bir taraftan ısırırken biz bir taraftan sıkıyorduk ki titreşim özelliği çalışsın. Şimdilerde de bu özellik zaten bozuldu. Tavsiye edemeyeceğim yani.

İkinci oyuncağımız rengarenk halkaların birbirine geçtiği diş kaşıyıcıları oldu ki bunu anneannemiz aldı. Başlangıçta onlarla hiç oynamayacağını düşünsem de1 yaşında oldu hala onlarla oynamaktan zevk alıyor. Bu oyuncakla ilgili en komik anım, eniştemizin "bununla bütün mahalle bebekleri dişlerini kaşır" değişi olacak. Daha sonra dayımız bir uyku ayıcığı ve burnundan top fırlatan bir fil aldı. Fille uzun süre oynayamadı ama uyku ayıcığı bana sarılıp uyumayı seven bebeğimiz için bir kandırmaca ile yatağında yatmasını sağladı. Daha sonra ninni ve şarkılarıyla, ışıklarıyla da bebeğimize eğlence olmaya devam etti. Fil ile 7 aylık olduğundan beri oynuyor hatta oynuyoruz. Fili daha önce anlamaz sadece toplarıyla oynamaya çalışırken şimdi düğmesine basıp çalıştırmayı, devirip havayı yüzüne tutmayı, topları ucundan almayı öğrendi ve kendi kendine oyalanıp bayağı da eğleniyor.

Daha sonra mini piyano, direksiyon, ahşap bir zurna, başka çıngıraklar gibi bir sürü oyuncaklar da aldık. Hepsiyle de oynadı, oynuyor. Gerçi artık 1 yaşında ve son bir iki aydır oyuncaklarından bazılarıyla oynamayı bıraktı. Ben de onları toplayıp kendi odası da koydum. Biraz özlesin bakalım. (Bu arada oyuncaklarımız salonda gözümüzün önünde oynuyor işte :)

Aradan geçen zaman içerisinde bebeğimiz arabalarla da oynamayı  öğrendi, daha doğrusu öğrenmiş. Bunu arada sırada ona bakan karşı komşumuzun evinde öğrenmiş.

Zeka gelişimi ile ilgili oyuncaklar da aldım, halkaları sıralama, döndürüp çevirip takıp çıkarma vs. Bunları genellikle ahşap olarak tercih ettim. Ahşap ile oynamanın bebek zekasında gelişim sağladığını okumuştum, ama hala onları sadece sağa sola fırlatmak amaçlı kullanıyor.

Banyo oyuncağı olarak da bir havuz aldık kendi oyun aparatları var. Fakat yaz gelmeden kullanmak biraz yorucu oluyor. Banyomuz küçük ve sığmadığından salonda iki kez yıkadık. İlkinde her taraf ıslandı, ikincisinde ise çişini yaptı :) Ama bebeğimiz o kadar çok eğlendi ki onu öyle görmeye değerdi.

Ve uçan balonlar... Dışarıda bir yemek sırasında bizi çok daralttığı için aldığımız uçan balonu çok sevdi. Bir hafta boyunca uçan balon tutup çekmesi kaçması ile onun için tam bir eğlence kaynağı oldu.

Son olarak akıllı telefon, tablet ve ipad teknolojik oyuncaklar konusuna gelirsek, başta karşı çıkmama karşın şu an en eğlendiği şeyler diyebilirim. Hatta doğum gününde bizzat ona ait bir ipadi bile oldu. Dokunma, kaydırma, açma, kapama gibi yeteneklerini geliştirir iken bir taraftan da neden-sonuç ilişkisini kurabiliyor bu oyunlarla. Bebeklerin oynayacağı oyunları tablet vs. ipad karşılaştırmasını da başka bir yazıda değerlendireceğim. Eee başlık için fazla uzun yazdım değil mi? Elbette çok fazla televizyon ve çok fazla teknolojik oyuncak kullanımı zararlı olabilir.

Emekleme ve yürüme yardımcısı olan oyuncakları konuyla ilgili başka bir yazıda daha sonra bulabileceksiniz.

Bir bebek her oyuncakla oynar. Yeter ki oturup onunla oynayın. Bizim oğlumuz her oyuncağın hakkını veriyor. Elbette büyüdükçe sıkılma oranı da artıyor. Ama saklayıp saklayıp çıkardıkça sanki yeni bir oyuncak bulmuş gibi davranıyor. Mesela eski diş kaşıyıcılarının tarafına bile bakmıyor artık ama küçük bir diş fırçası, tahta küçük bir kaşık onun için değişilmez birer oyun aracı olabiliyor. Bebeğinizin isteklerine de kulak verin mutlaka.

Bebek oyuncağı zor iş

Bebeğe oyuncak konusunda annelerin bir adım ilerde olduğunu söyleyebilirim. Belki de bizim annemiz hızlı ve ilgilidir bilemem ama bebekle sürekli ilgilenip ihtiyaçlarını belirlemek için anneler her zaman bir adım önde diyebilirim. Oyuncakla büyümüş birisi olarak bu konuda belki ileriki yaşlarda oldukça fazla seçenek düşünebilirim. Hele ki erkek çocuk için seçenekleri daha da fazla artırabilirim. Ama konu bebek olunca donup kaldığımı söyleyebilirim.

Bebeğimiz ellerine ve kollarına hakim olmaya bağladığında ona birşeyler vermemiz gerekiyordu. Bize elinde tuttuğunu fark edebileceği, kendisine fiziksel-kimyasal her şekilde zarar vermeyecek eşyalar lazımdı. Kısaca bebek oyuncakları alanına girme vaktimiz gelmişti.

Annemiz sağolsun kısa bir internet araştırması ve doktor tavsiye ile diş kaşıyıcısı ve çıngırak ile olaya girdi. Her ne kadar o zaman "ne yapacak bunları" diye eleştirsem de oynadığını görmek hoşuma gitti. Sonrasında ayına göre büyük hediye oyuncaklar derken eldeki malzemeler oldukça arttı. O zamanlarda hediye olarak alınan en az onun boyutlarında olan oyuncak fili Erzurum'dan Tranbzon'a , Trabzon'dan İstanbul'a getirmek pek de mantıklı gelmemişti. Sonrasında en çok oynadığı ve halen ara sıra yokladığı oyuncak olması çektiğimiz eziyete su serpti diyebilirim :)

Hazır aldığımız diş kaşıyıcıları, çıngıraklar, ışık-ses çıkaran oyuncakların yanında oyuncağa dönüştürdüğümüz nesneler de oldu. Bir ilaç yada kibrit kutusuna ses çıkarması içinde sallanması için parça koymak, diğer oyuncakları birbirine bağlayarak farklı oyuncak oluşturmak gibi seçenekleri kullanarak oyuncak çeşitililiğimizi artırdık. Yeri geldi kek kalıbı, plastik kaplar, kaşık, diş fırçası, tespih, anahtarlık (tehlikelerinden bahsetmiyorum) gibi ev içindeki birçok eşya oyuncak oldu. Genel olarak oğlumuz ucuna ip, kurdele, kablo vb. gibi herhangi birşey bağlı nesneleri daha çok sevdi. Bunun en güzel örneği olarak halen oynadığı bilgisayarın bozuk faresini verebilirim.
Diğer bebeklerde durum nasıl pek bilemem ama bizim oğlanın büyüdükçe oynamak için yanında olmamızı istedi. Oyuncaklarla ilk biz oynamaya başlayacağız sonrasında o da dahil olacak. Bunun için eve gelişten bebeğimiz uyuyuncaya kadar halı üstünde kaldığımı bilirim.

Bir oyuncakla oynama süresi oyuncağın fonksiyonelliği (kısaca pahalılığı :) ) ile hiç doğru orantılı olmadı. Markalı ürünlerin yanında BİM'den aldığımız oyuncaklar da oldu. Konuşan, ışık çıkaran hatta hareket özelliği de olan oyuncakların hiçbiri bir bozuk fare, bir tahta kaşık kadar ilgi çekici olmadı. O sebeple oyuncak seçimlerinizde bebeğinizin ilgi duyduğu konuları belirleyerek hareket edin. Örnek olarak bizimkisi kuyruğu ya da çıkıntıları olan oyuncakları daha çok seviyor. İlgi alanına göre oyuncak bulamıyorsanız herhangi bir oyuncağa çeşitliliği siz ekleyin. En basitinden evdeki bir kaç oyuncağı kırmızı kurdele ile birbirine bağladım daha fazla ilgi gördü diyebilirim.

Son zamanlarda teknolojik aletlere olan ilgisi arttı. Televizyon, kumandası, tablet, telefon derken iyice teknoloji ile iç içe girdi. Kriz anlarında sakinleştirici olarak iyi gelse de sürekli olarak oynaması taraftarı değilim. Zaten oynarken sıkılıp sağa sola itmeler, kaldırıp atmalar başladığı anda elinden çekip alıyoruz. Sağlık olarak etkiler mi çok bilemiyorum ama öyle kendini kaptıracak kadar da çok kullandırtmıyoruz.

Bebekliğimi bilmem ama küçük yaşlarda aldığım oyuncakların hakkını hep vermişimdir. Oğlumuz da şimdilik birkaçı hariç alınan oyuncakların hakkını verdi. Dilerim sizinkiler de oyuncaklara yeterince önemi verir. Sonuçta oyuncaklarla oynayan çocuklarda hem gelişim artar hem de anne baba rahat eder :)